17 Aralık 2012 Pazartesi

Şems'ten Mevlana'ya ...


Uzun bir ayrılıktır insan, kalbi kendi yalnızlığına gömülü... Baştan başa koca bir ayrılık dünya...Yalnızca biz değiliz ayrılıklarla sınanan... Ayrılıklar üzerine kurulu bir dünyadır yaşadığımız... Baktığımız her yerde bir ayrılık masalı yaşanır yeni baştan ve aralıksız... Her şey az gider uz gider... Ağaçlar yapraklardan ayrılır, yağmur bulutundan, tohumlar bitkilerin gövdesinden uzaklara savrulur hep, bahardan yazdan ayrılır dünya, gece gündüzünden ayrılır, aynı hikayeyi yaşadığımız bir ney'den kalbimize üflediğimiz hüzündür ve tamamı aynı redifle yazılmış bir şiir gibi okutur kendi ömrümüzün deminde... Kalbine tutunarak yaşayan herkes için beşiğin ardından başlar ayrılıklar... Bu ilk ayrılıktan sonra gelen her ayrılık yalnızca ilkinin acısının yani insanlığımızın, sürgünlüğümüzün tekrar tekrar yaşanmasından başka bir şey  değil ve her ayrılığa tahammül gücü veren bir de umut vardır yüreğin kıvrımlarında sessizce gizlenmiş...
...
Seven gönül maşuk kıymeti bilmez mi sanırsın?
Hiç gitmeyecekmiş gibi sevdim seni, hiç sevmemiş gibi gitmiş değilim, bilesin... Gidişim sevgidendi. İncitmedin, örselemedin, yaralamadın bir an dahi. Eğer gidişimin yazgısına ayak direseydim, ilk gelişimin ne manası kalırdı?
 
Aşkın Gözyaşları/ Hz. Mevlana

Hiç yorum yok: